Gümüşhane’de “Karadeniz’in Çanakkale’si” olarak nitelendirilen Harşit Savunmasının 108.yıldönümü nedeniyle Kabaktepe Şehitliğine vefa ve zafer yürüyüşü düzenlendi.   Kürtün ilçesine bağlı Güvende Yaylasında gerçekleştirilen etkinlikte anma programının ardından 2 bin 308 rakımda bulunan ve Harşit Savunmasının en kritik noktalarından biri olarak kabul edilen Kabaktepe Şehitliğine yürüyüş gerçekleştirildi.   Harşit Savunması Vakfı öncülüğünde gerçekleştirilen program saygı duruşunda bulunulması, İstiklal Marşının okunması ve Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.   Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in gönderdiği mesajın okunmasının ardından konuşan Gümüşhane Valisi Aydın Baruş, Harşit Savunmasının önemini ve Kabaktepe şehitlerini yeni nesillere anlatmak üzere kurulmuş olan Harşit Savunması Vakfı'na ve başkanı Mustafa Özkaya ile bu konuları Türkiye'nin gündemine getirerek şehitlerimizin emanetinin önemini anlatmak için çabalayan Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Dekanı Prof.Dr. Osman Köse'ye teşekkür etti.   Güvende Yaylasında bir vefa borcunu yerine getirmek amacıyla bir araya geldiklerini hatırlatan Vali Baruş, “Tarihe istikamet çizen büyük bir milletin evlatları olarak borcumuz bu toprakları bizlere kanları ve canları pahasına koruyarak emanet eden aziz şehitlerimize olan minnet ve şükran duygularımızın dile getirilmesi ve şehitlerimizin aziz hatırasının yad edilmesidir. Birinci Dünya Savaşı'nın Kafkas cephesinde devam eden harplerin neticesi olarak düşman işgaline uğrayan üzerinde bulunduğumuz vatan toprakları eşsiz kahramanlık öykülerine konu olan büyük bir mücadeleyle düşmanlardan temizlenmiştir” dedi.   Türk milletinin kahraman askerleri ve fedakar vatan evlatlarıyla Harşit Savunma hattında ortaya koyduğu kahramanlıkların nesiller boyu anlatılacak destanlara dönüştüğünü kaydeden Vali Baruş, “Bu kahramanlık destanlarının en önemli alanlarından birisi de Kabaktepe’dir. Bundan tam 108 yıl önce 7-8 Kasım 1917 gecesinde 2300 rakımlı Kabaktepe mevkiinde konuşlanmış ve mevcudu yüzlü sayıları bulan Rus ve Ermeni birliklerine baskın düzenleyerek şehadet şerbetini içen ve bu kahramanlıkları ile Kürtün’ün, Gümüşhane'nin ve Harşit Vadisi'nin işgalden kurtuluş yolunu açan yüzbaşı Tosyalı Mehmet ve altı arkadaşının fedakarlığı bu kahramanlık destanının nirengi noktası olmuştur” diye konuştu.   Vatanın kurtuluşu ve bağımsızlığı uğrunda, canlarını hiçe sayarak şehadet şerbetini yudumlayan tüm kahramanları bir kez daha rahmetle ve minnetle yad eden Vali Baruş, “Bizler mukaddes bildiğimiz değerler uğruna, vatan uğruna, bağımsızlık uğruna, bayrak uğruna, ezan uğruna canını seve seve verebilen bir milletin evlatlarıyız. Mukaddes bildiğimiz değerleri muhafaza etmemizin yegane şartı da hür ve bağımsız bir vatana sahip olmaktır. Vatan sadece sınırları belli alelade bir toprak parçası değildir. Vatan, atalarımızın kanlarıyla yoğrulmuş şehitlerimizin ebedi istirahatgahı olan topraktır. Vatan doğduğumuz, çocuklarımıza gözlerinden dahi sakınmaları şartıyla emanet ettiğimiz yerdir. Vatan çocuklarımızın ellerine kına yakarak uğruna can vermeye gönderdiğimizdir. Vatan ceddimizin bizlere emaneti olan hayat kaynağımızdır. Vatan üzerinde özgürce nefes aldığımız bir vahadır. Vatan sevincimiz de üzüntümüz de gözyaşlarımızla suladığımız topraktır. Vatan tek bir taşını kötü şer niyetlilerden kıskandığımız sevgilidir, namustur” ifadelerini kullandı.   Konuşmasında vatanın ne demek olduğunu anlatan Vali Baruş, şunları söyledi: “Bin yıldır bize aş sağlayan, karnımızı doyuran, geçmişimizi bağrında saklayan, geleceğimizin umut çiçeklerini yetiştirdiğimiz dokunulmaz bir bahçedir vatan. Vatan üzerinde ay yıldızlı al bayrağımızın özgürce dalgalandığı, minarelerinden ezan seslerinin eksik olmadığı yerdir. Vatan onun yokluğunda yerine koyacak bir şey bulamamaktır. Türk milleti için vatan, hayatın manasıdır. Vatansız bir yaşamı tahayyül bile demeyiz. Toprak, üzerinde yaşanan, mücadele edilen bir yer olunca kutsallaşır, anlam kazanır ve vazgeçilmez olur. Vatan toprağının ebedi bekçileri kanlarını kutsan vatan toprağıyla yoğuran atalarımızdır, şehitlerimizdir.”   Vali Baruş, bu programın gelecek yıllarda da devam etmesini temenni ederek, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “Bu dağlarda, bu yaylalarda canlarını vatan uğruna feda eden tüm Harşit savunması şehitlerimiz, Birinci Dünya Savaşı'nda ve İstiklal Savaşı'nda destan yazan kahramanlarımız, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, vatan ve milletimizin hür ve bağımsız yaşaması için mücadele ederken bedenini vatan toprağına, ruhunu ilahi huzura teslim eden tüm vatan evlatları, aziz şehitlerimiz, kahraman gazilerimiz, sizleri bu vesileyle bir kez daha rahmet ve şükranla yad ediyoruz. Ruhlarınız şad, mekanlarınız cennet olsun. Şehitlerimize olan vefa borcunu unutmayarak bu programa iştirak eden kıymetli misafirlerimizi en derin hürmet ve muhabbetlerimle selamlarken bu anma programının gelecek yıllarda da devam etmesini canı gönülden diliyorum.”   Konuşmaların ardından düzenlenen kompozisyon yarışmasında dereceye giren öğrencilere ödülleri verilmesi ve katılımcılara ikramlar yapılmasının ardından protokol üyeleri, öğrenciler ve vatandaşlar ellerinde Türk bayraklarıyla Kabaktepe şehitliğine doğru yürüyüşe başladı.   Gençlerin taşıdığı 100 metrelik Türk bayrağı da yürüyüşe ayrı bir anlam katarken katılımcılar, Güvende Yaylası'ndan Kabaktepe Şehitliği'ne yaklaşık 7 kilometrelik yürüyüş gerçekleştirdi.   Etkinlik şehitlikte Kur’an-ı kerim okunup dua edilmesiyle son buldu.