Kıymetli Antalyalılar, Tarihin iki altın sayfasını, Antalya’mızın ruhunda birleştiren bu anlamlı günlerde, şanlı geçmişimiz ve geleceğimiz arasında köprü kurmanın coşku ve heyecanını yaşıyoruz.  5 Mart 1207, Akdeniz’in kıyılarını Türk kültür ve medeniyetine ardına kadar açan kutlu zaferin 818’inci yıldönümü. Anadolu Selçuklu Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev ve kahraman askerleri tarafından fethedilen Antalya, 818 yıldır töremizin kök saldığı bir Türk yurdudur. Yaklaşık dokuz asırdır ‘kara çadır’larında duman tütmekte, mavi kıyılarında bayrağımız dalgalanmaktadır. 6 Mart 1930 ise, Cumhuriyet’in aydınlığını bu kadim şehre taşındığı önemli bir milattır. Atatürk’ün Antalya’ya bakışı, sadece coğrafi bir güzelliğe değil, stratejik bir vizyona dayanır. Bu vizyonu, “Arkadaşlar! Gidip, Toros dağlarına bakınız, eğer orada bir tek yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki, bu dünyada hiç bir güç ve kuvvet asla bizi yenemez." sözüyle taçlandırarak Antalya'mızın ilelebet Türk yurdu kalacağını belirtmiştir.  Bugün bizler, kutlu Fethi’nin kahramanlarından aldığımız ilham ve Mustafa Kemal Atatürk’ün vizyonuyla şehrimize hizmet ediyoruz. Tarımdan turizme, eğitimden kültüre her alanda ecdadımızın fetih ve bağımsızlık ruhuyla çalışmaya devam edeceğiz.  818 yıldır Antalya yurdumuz, Akdeniz Evimiz.  Bu duygu ve düşüncelerle, nice yüzyıllara, nice kutlu anılara…        Hulusi ŞAHİN Antalya Valisi